mardi 24 novembre 2009

Yuksek ucretli spa, COK YUKSEK!


Salut! Uyandım saat 7 ve uykum yok (JET LAG) ve harika bir hava var soguk ancak harika. Aptal gibi yataktan kalkamadım uzun sure. Valizime takıldı gozlerim. Valiz hazırlamak artik siradan bir sey oldu benim icin. Bir listem var ve hic cope atmiyorum, hep ona gore hazirlarim. Listem:

- Disfircasi, macunu ve ipi.
- Sac duzlestirici.
- Sigdigi kadar cok ayakkabi.
- Sicak ve soguga uygun giysiler.
- Iki mont bir cok kalin bir cok ince
- Bir suru corap ve linjeri
- Atki eldiven
- (yanima) para, pasaport, kartlar, makyaj esyalar
- NOTEBOOK
- Kamera ve ipod

Arkadaslarimin onlar istemedikleri zaman bile resimlerini cekiyorum cunku onlari uzun sure goremiyorum. Moni'nin resimleri hep yanimda ozlersem diye.
Kotu haber, dondurma mi yapti ne yapti bilmiyorum ama bademciklerim aciyor. Tum gun acidi ve hatta uykumda bile aciyi ruyamda hissettim. Berbat. Dunden beri kotuye gidiyor simdi kotulukte tavana vurdu iyilesmeye girer yakinda umarim. Zavalli ben kendime surekli caylar yapiyorum.

Dun de SPAya gittim otelin. Tabii ki extraya giriyor. Babamdan izin almadim. Bi paket onerdiler anlatildi bana ve begendim. Aromatherapi yuz masaji bir suru yag ile, yorgun el ve ayaklara masaj, manikur, pedikur, sebze ve diger detox yiyeceklerinden olusan ogle yemegi ve kisa bir masaj. Sonra gorevli 50 dolar extrayla masaj ister misin dedi bana. 50 dolar fark mı? Ben buraya ne kadar oduyorum ki elli dolar fark olsun diye dusundum ve bu sacmalik tam 375 KANADA DOLARIYMIS. Inanamiyorum. Babam kizmaz biliyorum ama bilmiyorum daha az bi paraya yuz bakimi manikur pedikur yaptirip kalan parayla alisverise cikip kucuk bir seyler alabilirdim. Gicik oldum cok. Off ne kadar fiyat tablosuna bile bakmayi dusunmedim. Daha once de cok spa'ya gitmistim ama bu kadar pahali degildi hicbiri. Bilmiyorum bunu haketmistim aslinda buna degerim. Otelde hep yalniz birakiliyorum babam is icin geldi buraya aslinda baska kanada sehrinde yasiyor. Burada benimle tanismak isteyen yabancilar haric aktivitem yok mecburen spaya girdim vakit gecsin diye. Simdi de bir gezinti yapmam gerekecek buralarda umarim bir yerler aciktir. Almam gereken seyler var.

dimanche 22 novembre 2009

Blogözden Öpücükler


Selam herkes! Çok az zamanım var ama uzun zamandır yazmıyorum bi şeyler karalamalıyım. Yataktayım uzandım bir otel odasındayım. Bavulları taşıyan adam çok flörtçü nefret ettim. Babam gece 1'den önce gelmez diye düşünüyorum. Yanımda patates cipsi, çikolata dondurma (evet bu mevsimde), ve sütlü çikolata var nefret etmem gereken ama etmedigim besinler. Kendime kizgin olacagimdan eminim butün o yağ ve calorie bombalarindan sonra, gun icinde. Dudagimda gereksiz bir cok kırmızı ruj var. Niye sürdüm bilmiyorum. Odaya girdikten sonra surdum, asilgan bavul taşiyici gormedi (iyi ki). Umarim otelin spor salonu güzeldir henuz gezmedim. Muhtesem olur eger oyleyse. Iyi geceler iyi uyuyun. Onceki yazilarimdaki yorumlar icin herkese cok tesekkur birilerinin beni okduğunu bilmek güzel. Markham, Ontario'dan herkese buket dolusu opucuk.

lundi 9 novembre 2009

Melankolik Gayler ve Yuksek Topuklar


Ikisi alakali degil tabi =) Biseksüel arkadaşım son zamanlarda çok üzgündü. Flirt ettiği biri vardi gay olan ama hiç çıkmamışlar, çünkü gayler çıkmazmış (!). Bunu resmiyete dökmeyi sevmezlermiş. Ama arkadaşım ortada bir teklif olmasa bile bağlı kalacağını düşünmüş ama kalmamış yani onunla flirt ederken başkasıyla da etmiş. Zaten flörtü çok yakışıklıymış ve ilgiden şımarmış biriymiş. İnsanlara böcek gibi davranırmış (ne mükemmel bi sevgili seçimi). Cok uzuldu arkadasim ve ondan sonra kendinden 10 yas buyuk biriyle konusmaya basladi sonra konustugu adam onlara guzel bir aksam icin otel odasinda yer ayirtmis. Arkadasim aslinda ekmeyi planlıyormus ama otel gercekten pahali bir yer (en pahalilardan!) olunca ekme ihtimali zorlaşmış. Ne yapmış bilemiyorum. En son şehir dışına kaçmayı düşünüyordu bi hafta sonluğuna.

Hiç arkadaşlarınızla karşılaştıralamayacak kadar yüksekte olduğunuzu düşündünüz mü?
Muhtemelen siz de benim o kadar yüksek topuklarla yürüdüğümde ne hissettiğimi merak ediyorusunuz. Ayakkabılari seviyorum. Onlar hayatimi daha iyiye goturuyor. Beni guzellestiriyor. Güzellestiğim zaman iyi hissediyorum. Topukluyla her zaman guzel olabiliyorum.

Cok fazla insan var soyle diyen "ben zaten 175'im bu topuklar beni cok uzun gösterir!!" veya "cok kadınsı olurum". 180'e yakın biri olarak söyleyebilirim ki hiçbir zaman cok uzun oldugum soylenmedi topuklularla. Kimse kadınsı olduğu için de ölmedi. Topuklular sadece kısalar icin degildir tavuklar. 15 cm topuklu bende ne kadar kotu durursa (ama durmaz :) 150lik kizda da o kadar kotu durur. Herkes bacaklarımın inceliğini sorar, bacaklarım ince değil, topuklarım yüksek!! Ama tabi ne giydiğinizle mutlu olmanız da önemli ne kadar güzel durursa dursun iyi hissetmiyorsanız giymenin anlamı yok. Bir de yürüme olayi var ama basarabilirsiniz deneyin. Topuklarin buyuklugune gelince, 10-14 cm seviyorum. Gercekten iyi hissediyorum o ölçüde.

mercredi 4 novembre 2009

Arkadaşımın Babasının Sevgili Dostu, sevgilisi ve dostu.


Ben, biseksuel arkadasim, biseksuel arkadasimin en yakin arkadasi ve onun sevgilisiydik. Biseksuel arkadaşım RDS'nin en yakın arkadaşından nefret ederim. O doğal sarışındır ama benim saçlarım ondan daha açık olduğu için beni çekemez. Sığ aptal. Sevgilisi de ona yakışır sığlıkta. Parasından başka bir şeyi olmayan bir aptal. Bana utanmadan "sen neden konuşmuyorsun güzel kız" dedi. Basit bi iltifattan fazla olduğunu biliyordum. APTAL. YAVŞAK. Ben de "baban napıyor italyada" dedim. O da "o şimdi dostuyladır, biraz dinlensin gelir.". Biseksuel arkadaşımın arkadaşı sevgilisinin bu lafına kahkaha attı. "Ne var bunda?" diye biseksuel arkadaşıma baktım. Gözlerini kocaman açarak bana baktı. Sorumu sesli tekrarladım. "Komik olan ne" dedim. Biseksüel arkadaşımın beyinsiz kız arkadaşı, hahahaahah anlamadın mı, dedi. Tam ordan kızın sevgilisi "metresi canım metresi" dedi. Şok oldum. "Pa-pardon..." dedim. Önemli değil deyip bir kahkaha attı. Etrafımdaki herkes gülme durumunda sanki çok kkomik bir adamın karısını aldatması. Kendimi tutamadım, "bu durumdan çok mutlusun sanırım" dememle birlikte biseksuel arkadaşımın tekmesini bacağımda hissettim. Yüzüne baktım, beni öldürcek gibi bakıyordu. Kızın sevgilisi "Yok da olur mu öyle bi ömür aynı hatunla gerçi ben bebeğimle ölümüne birlikteyim" deyip kızın dudağından öptü. Sadece hafifçe gülümsedim ve gözlerimi uzaklara kaçırdım, şehrin derinliklerine.

30 dakika sonra biseksuel arkadaşımın gazabıyla karşılaştım. "Sana ne insanların evlilik hayatından? Gülüyorsa mutludur" dedi. Ne saçma. Eğer onların bozuk bi evliliği varsa ve bundan sadistçe zevk alıyorsa beni suçlu mu yapar bu durum? Bazen insanları anlamakta zorluk cekiyorum.

dimanche 1 novembre 2009

Halloween Sonrası


Dün Halloweendi. Umarım korkunç bi gece geçirmişsinizdir! Korkudan titremeliydiniz. Dün aynı zamanda bir arkadaşımın doğum günüydü. Çok fazla kostüm vardı...Michael Jackson'dan sumo güreşçisine kadar... Monique'im bile oradaydı (kedi kadındı) . Ama arkadaştan daha fazla samimi olamadım onunla çünkü henüz insanlar bize, biz fikrine, hazır değil. Olabildiğince çoğuyla fotoğraf çekmeye çalıştım. Herkesi hep birlikte görmek güzeldi.

Parti bittiğinde kızlarla arkadaşımızın doğumgününü kutlamak için bir bara gittik. Aslında o kızları tanımıyordum, doğumgünü olan kızla da pek yakın değildim ama yine de çok eğlendim. Çok seviyorum hepinizi!

Ben bi baseball kızıydım. İstediğim kadar güzel olamamıştım ama hiç fena değildi. Dışarı çıkıp üzerime bir arkadaşımın hırkasını giyince baseballcu değil de daha çok gece çıkıp da hesab ödemek istemeyen kızlar gibiydim. Ve dün gece hava inanılmaz soğuktu. Etek resimdeki kadar olmasa da ondan çok az daha uzundu ve mavi pileli ve kabarıktı aynı o model. O kısa etekle dondum... Kahretsin... Aslında hep gidebildiğim kadar sıradan bir partiydi sonrasında bar da normaldi. Umarım siz de dün gece benim aldığım kadar kalori almışsınızdır!! Bugün, yine hava çok soğuktu, hayatımla birlikteydik. Dün gecenin kritiğini yapmamaya çalışıyordum ama kendimi yaparken buldum ve Moni dedikodudan nefret eder. Farkedince hemen sustum.

Gecenin en eğlenceli kısmı biseksüel arkadaşım Rainy Day Sunshine'ın (hep aynı arkadaş ismi değişiyor sadece) onunla tanışmak isteyen asyalı kıza (ingilizce ama çeviriyorum) "Ben video oyunlarındaki NPCler gibiyim. Görebilirsin ama konuşamazsın" demesi. Hahahahahahahaha. Bunu kaydettim.